29 Haziran 2011 Çarşamba

Denizler kabuk bağlar mı anne?



İçime içime aktı bütün kış, bana uzaktan gelen nenni sesleri, uyuş köpeklerin hırlayışları, kurt ulumaları, kırlangış yumurtasının içinde konuşan böcekler, gece nöbetleri, akşam saatleri, yiyip de doymayan timsah homurtuları, bukelemunların renkleri, sahilin kanarına dizilmiş, küçük caretta carettaları kandıran neon ışıklar... Bunların hepsi.

Ah neden elim kalemi tutmadı, diye içlendi kuşkonmaz otları, sabahı bekleyemedi, karanlık kuğu sesleri.

Bir sabah geleceğim diye kandırı verirdin oysa, bir somun ekmekle, iki dış soğanı, bir ökçe loru beslenme sepetimin içine tıkarken.

Anneler ölürmüymüş.

Hiç inanasım gelmezdi.

Bir bak sen, nasıl da düşünüp konuşacağım, nasılda türkü söyleyeceğim kavak ağaçlarının dibinde.

Hem ben istemem kem gözlerin, kirpi suallerin, nasır kalplerin, somurtuk evhamlarını.

Yine yağmurlar yağsın anne.

Anne yine yağmur yağsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder