1 Kasım 2011 Salı

Ayrımlamalarla ayağı kalkmalı zaman. Bölünmeler çoğaldıkça yeniden dirilmeli yaşam... Seni mahkum kılan her ne ise bir düşün, var ettiğin ne denli çelişkiden uzak ve derin?

Kentlerini terk et teker teker...Ölüler gibi birşey istemeksizin, ve ardına bakmaksızın. Yüreğindeki yangınları derin okyanuslarında boğ. Bil ki küçüğüm, hiç bir beklentinin kalmadı o yerde, yaşamak zor çetin ve yalancı.

Omuzlarını dik tut, yaşadığın tüm yanlışlar için bile. Sen ah... Bilirim ki çok küçüksün ve savunmasız... Attığın her adım için bir doğru payı ile hareket ettin ve kendine asla hakaret etmedin.

Biliyorum çok yoruldun ve acı çektin. Söylediğin, yalvardığın yıkıldığın her şeyin sonunda, neyi elde ettin?

Bu yüzden küçüğüm, boş ver geçmişini.

Yüreğin soğuk ayaz tipi.

Yüreğin alev ve feryat.

Ben diyordun ya, usulca, senin için her gün... Senin için her gün... Bir serçeyi yüreğinden vurmuşum.

Bilemedim.

Yüreğin acımasız korsanların elinde talan. Yüreğin çırpınmaya çalışan yaralı bembeyaz bir kanat.

Gözlerin kızıla boyanmış bilirim.

Bilirim, vaz geçmek zor diyeceksin.

Bilirim vaz geçmek zor... Çok zor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder